Ketçap ve Mayonez
Ketçap ve Mayonez
Hazımsızlığın ve Cahilliğin İkiz Alametleri
Bir zamanlar, lezzetin sadeliğinden bihaber, damakları henüz olgunlaşmamış, ruhlarıysa hayatın çetin sınavlarından nasibini almamış insanlar vardı. Bu zavallı topluluk, sofralarına ne gelirse gelsin, üzerine iki renksiz ve yavan sıvıyı boca etmekten geri durmazlardı:
Biri, olgunlaşmamış domatesin sahte tatlılığını ve yapay kırmızısını taşıyan ketçap;
diğeri ise yağla yumurtanın tatsız bir uzlaşması olan mayonez.
Bu iki suni sos, onların hem hazımsızlığının hem de cahilliğinin en bariz alametiydi. Çünkü gerçek lezzeti arayan, yemeğin özüne sadık kalmayı bilen bir bilinç, bu tür maskelere asla ihtiyaç duymazdı. Onlar, yiyeceklerine bu ucuz boyaları sürmekle aslında kendi damaklarının ve zihinlerinin ne denli eğitimsiz olduğunu ilan ediyorlardı.
Amaçları yemeği güzelleştirmek değildi;
onların derdi, sürüye karışmak, “trend” denilen o boş akıntıya kapılmaktı. Her lokmada, kendi benliklerinden bir parça eksiltip modanın tekdüze, renksiz dünyasına biraz daha teslim oluyorlardı. “Çağa ayak uydurmak” sanrısıyla hareket ederken, aslında kendi zevklerinin kökünü kurutuyorlardı.
Oysa bilinçli ruhlar, lezzetin asaletiyle tanışmışlardır. Damaklarını yıllar içinde sabırla eğitmiş, her lokmada doğallığın sükûnetini aramışlardır. Onlar için ketçap ve mayonez, yemeğin özünü örten, tadı boğan, gereksiz bir gürültüden ibarettir. Gerçek lezzet, sessizdir; bağırmaz, parlamaz, şişeden fışkırmaz.
Zaman geçtikçe, hayatın zorlu yollarında pişen bu ham ruhlar da yavaş yavaş uyanmaya başlar. Tecrübe, bilincin mayasıdır. Zamanla anlarlar ki, yapay tatların, parlak renklerin büyüsü kısa sürer. Kalite ve kültür, gösterişin değil, sadeliğin içindedir.
Ve bir gün, o eski tutkularına dönüp baktıklarında ketçapla mayonezi birer çocukluk hatırası gibi görürler; utanarak, ama gülümseyerek.
Velhasıl, ketçap ve mayonez; damakları da, zihinleri de henüz olgunlaşmamış olanların alametidir. Onlar, modanın ve kolaycılığın kuklası olmuş bir dünyanın, yüzeyselliğin kırmızı-beyaz sembolleridir.
Gerçek bilgelik ise, lezzetin yalın güzelliğine sadık kalmayı bilenlerde yaşar.
Ve onlar, bu yapay eklentilere bir daha asla dönüp bakmazlar.
Yorumlar (0)
Yorum Yap
Yorum yapmak için giriş yapın.