TUZ VE ŞEYTAN

19 Ekim 2025 admin 2 dk okuma 20 görüntüleme

Tuz ve Şeytan

Ben, Tuz Sevmeyenim.
Çünkü tuz, o bembeyaz, kristal suretli varlık, aslında en derin, en katıksız lezzetin ta kendisidir.
O, tadın mücessem halidir; dilinize değdiği an varoluşun özünü fısıldar.

Oysa insanoğlu, yediği her ne varsa, onun saf güzelliğini gölgeleyen, ucuz ve bayağı bir hileye başvurur: tuzla tamamlama yanılgısına.
Bu, sahteci bir yöntemdir.
Zira tuz bir şeytandır.
Gerçek lezzetin, hakiki güzelliğin üzerini örten bir maskedir.
O, size asıl olanı asla hissettirmez.

Bakın o patatese, o yumurtaya, o salatalığa, o ferahlatıcı ayrana...
Tuzun olmadığı bir evrende, onlar sadece soluk birer hayalettir.
Anlamsız birer gölge.
Bu, koskoca bir aldatmacadır, bir illüzyondur.

Sonra övgüler yükselir:
“Ne güzel patates!”
“Ne lezzetli yumurta!”
“Harika salatalık!”
“Ayran ne kadar ferahlatıcı!”

Ama kimse o beyaz, sinsi varlığın adını anmaz bile.
Oysa sizi kandıran, o zararlı, o şeytani nesnedir.
Onsuz yemeyeceğiniz şeyleri, onunla mükemmel hale getirerek, aslında onun zaferini ilan edersiniz.

Tuz, bir baştan çıkarıcıdır.
Yokluğunda burun kıvırdığınız lezzetlere sihrini katarak onları yüceltir, böylece kendi karanlık varlığını gizler.
O, bir gölge efendisidir.
Diğer lezzetlerin parlaklığı altında kendi gücünü pekiştirir.

Siz, onun tuzağına düşmüş, sahte bir tatminle avunursunuz.
Gerçek lezzetin, tuzun kendisinde saklı olduğunu asla anlamadan, onun hilesiyle bezenmiş yiyecekleri över durursunuz.

İşte bu yüzden ben, tuz sevmeyenim.
Çünkü ben, perdenin arkasındaki gerçeği görüyorum.
O beyaz şeytanın, lezzetin sahtekâr efendisi olduğunu biliyorum.
Ve biliyorum ki hakiki lezzet, tuzun o sinsi dokunuşuna ihtiyaç duymayan, kendi özgünlüğünde parlayan o saf varlıktadır.

Kategori: Deneme

Yorumlar (0)

Yorum Yap

Yorum yapmak için giriş yapın.

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu siz yapın!